Okul Öncesi Eğitimin Önemi

Okul Öncesi Eğitimin Önemi

12.11.2017 414

Okul Öncesi Eğitiminin Önemi

 

Çocukların Düşünce Gücünü Artırmak İçin Sosyalleşme Önemli: 0-6 yaş dönemi çocuğun en hızlı geliştiği dönemdir. Kişiliğinin % 70 'i bu dönem- de oluşmaktadır. Beyin gelişiminin büyük bir bölümü 0-4 yaş arasında tamamlan- maktadır. Çocuklar, bilişsel, fiziksel ve sosyal açıdan 6 yaşına kadar gelişimlerini büyük ölçüde tamamlamış olmaktalar. Erken çocukluk dönemindeki deneyimler beynin çalışma biçimi için belirleyicidir. Yapılan çalışmalar okul öncesi eğitim alan çocuklarda okula devam oranlarının ve okul başarısının daha yüksek olduğunu göstermiştir. Anaokullarında gerçekleştirilen sosyal faaliyetler sayesinde çocukların özgüvenleri artar. Kelime dağarcıkları zenginleşir. Da- ha sosyal ve girişken hale gelirler. Sıkılgan ve çekimser çocuklar daha aktif hale gelir, şımartılmış çocuklar ise daha az benmerkezciliği daha çok toplumsallığı öğrenirler. Bundan birkaç yıl öncesine kadar okul öncesi ihtiyaç olarak görülmüyordu. Anaokulları çalışan annelerin kurtarıcısı, anne yokken çocuğun bırakılabileceği güvenli bir mekân olarak algılanıyordu. Ancak günümüzde anaokulları çok daha önemli bir yere ve işleve sahip. Uzmanlar anneler çalışsın ya da çalışmasın artık bütün çocukların anaokuluna gitmeleri gerektiğini söylüyor. Bunda değişen hayat şartlarının da etkisi büyüktür.

 

Sokaklar Yoksa Anaokulu Var: Önceki gibi mahalle, sokak ve komşuluk kültürünün kalmadığı şehirlerde çocuklar; anne baba ve varsa kardeşlerinden oluşan daracık bir halkaya mahkûmlar. Oysa çocuğun sosyalleşmeye geçtiği 2,5-3 yaş arasında, aile dışından bireylerle de iletişime geçmesi gerekir. Çünkü çocuk ancak bu şekilde kendi dışında bir hayatın var olduğunu görür, benmerkezcilikten kurtulabilir ve başka insanların düşüncelerini önemser. Anaokulu, çocuğun yaşamındaki ilk gerçek sosyal deneyimdir. Çocuk kendisinin merkez olduğu ve tüm ilginin üzerinde olduğu bir ortamdan uzaklaşıp ilgiyi, sevgiyi paylaştığı, bir düzen içinde grup halinde hareket ettiği, beklemeyi öğrendiği ama aynı zamanda tüm ihtiyaçlarını karşılamada desteklendiği güvenli bir ortama girer.

 

Öğle Uykusu Çok Önemli: Kişinin 24 saat içerisinde uykuya yatkın olduğu dönemlerden biri de öğle uykusu saatleridir. Gün içerisinde iki kez vücut ısısı düşer. Birisi sabaha karşı 03.00 sıralarında, diğeri ise öğleden sonra 14.00- 15.00 saatleri arasında olur.             İnsanların öğle yemeği sonrası bu dönem aslında vücudun uykuya en meyilli olduğu saat dilimidir. Bu saat aralıkları uykunun en kaliteli olduğu zamandır. Kaliteli uyku, insan vücuduna uzun süre uyumaktan çok daha fayda sağlar. Öğle uykusu, en az gece uykusu kadar insan vücuduna yarar sağlar. Gece yeteri kadar uyumuş, gündüz de öğle uykusu uyuyan bir kişinin vücudu tazelenir, performansı artar, düşünme ve problem çözme yeteneği hız kazanır. Büyüme hormonu uykuda salgılandığından çocukların büyüme ve gelişmesinde düzenli ve yeterli uykunun önemi büyüktür. İmkânı olan herkesin öğle uykusuna yatması önerilir.  Ancak özellikle çocukların öğle saatlerinde mutlaka uyumaları gerekir. Çocukluk çağında öğle saatlerinde alınan kaliteli uyku, beyin ve vücut gelişimi için büyük önem taşır.

 

Başkalarının Hakkını Gözetmeyi Öğrenir: Anne babasının karşılıksız sevgi ve ilgisi- ne alışan çocuk, büyüdüğünde de bunun devam edeceğini düşünür. Ancak hayatın öyle olmadığını gördüğünde büyük bir hayal kırıklığı yaşar. Böyle bir durumla karşılaşmaması için çocuğun anaokulu gibi güvenli ortamlarda iyisiyle kötüsüyle hayatı deneyimlemesi gerekir. Sevgi ve ilginin yanında hak ve adalet üzerinden yürütülen ilişkiler çocuğa bu noktada ciddi kazanımlar sağlar. Mesela ağlayarak yahut ısrar ederek anne babasından her istediğini koparacağını bilen bir çocuk, anaokulunda arkadaşlarıyla girdiği tartışmalarda bunun işe yaramadığını görür. Dolayısıyla isteklerinde sınırlı olmayı, başkasının haklarına saygı göstermeyi, kurallara uymayı öğrenir.

 

Anaokulu Çocuğun Hayatını Düzene Sokar: Anaokullarının çocukların hayatına bir düzen getirdiği de yadsınamaz bir gerçektir. Çocuk okula gelmek için belirli bir saatte uyumakta ve her gün aynı saatte uyanmaktadır. Bu durum ev yaşamında düzeni sağlamada da yardımcıdır. Her gün aynı saatte kalkmayı ve kahvaltı yapmayı öğretir. İlk üç yıl içinde çocuk, model olarak gördüğü anne ve babasından pek çok şey alır, gelişir ve kendisine tanınan fırsatlar ölçüsünde belirli bir psiko-sosyal olgunluğa varır. Ancak bu gelişim ev ortamında ve yaşıtları olmadan sınırlı kalmaktadır. Okul öncesi eğitimle artık annesinin babasının dışında öğretmeni, okuldaki arkadaşları da hayatında önemli olmaya başlar. Böylece annenin ve babanın dışında başka insanlarla da ilişki kurmayı ve sürdürmeyi öğrenir. Anaokulu sayesinde çocuğun düzenli ve sürekli oyun arkadaşları olur. Ben ve başkaları kavramlarının bilincine vararak yardımlaşma ve işbirliği duygusunu geliştirir. Kendi gücünün farkına varır.